Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram

Sosyal Medya ve Öz-Değer

Sosyal Medya ve Öz-Değer

Sosyal Medya ve Öz-Değer

Günümüz dijital çağında, sosyal medya platformları bireylerin kendilerini ifade etmeleri, bağlantılar kurmaları ve bilgi paylaşmaları için önemli bir alan haline gelmiştir. Ancak bu platformlar, aynı zamanda bireylerin öz-değer algısını olumsuz etkileyebilecek bir psikolojik ortam oluşturmaktadır. Beğeni sayıları, yorumlar ve takipçi sayıları, bireylerin kendilerine verdikleri değeri ölçmek için bir kıstas hâline gelebilir. Peki, bireyin öz-değerini sosyal medya beğenilerine göre belirlemesi hangi psikolojik riskleri doğurur ve bundan nasıl korunabiliriz? İşte günlük hayattan örneklerle ele alınmış bir bakış açısı.

 

1. Sosyal Medya ve Öz-Değer Algısı

Öz-değer, bireyin kendine dair sahip olduğu olumlu veya olumsuz değerlendirmelerin toplamıdır. Sağlıklı bir öz-değer algısı, kişinin kendisini içsel olarak kabul etmesi ve dışsal onaylara bağımlı olmadan benlik saygısını koruyabilmesi ile mümkündür. Ancak sosyal medya, bireyin kendi değerini başkalarının tepkilerine bağımlı hâle getirebilir.


Sosyal Karşılaştırma Teorisi'ne göre, bireyler kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak benlik algısını oluşturur. Sosyal medyada ise genellikle insanların en iyi anlarını sergiledikleri "seçilmiş" içerikler paylaşılmaktadır. Bu durum, bireyin kendi hayatını başkalarının idealize edilmiş versiyonlarıyla karşılaştırmasına ve kendini yetersiz hissetmesine yol açabilir.

Dışsal Onaya Bağımlılık, bireyin kendi öz-değerini içsel kaynaklardan değil, dışsal faktörlerden (beğeniler, yorumlar, takipçiler) almaya başlamasına sebep olabilir. Bu durum, uzun vadede düşük özsaygı ve kaygı bozuklukları ile ilişkilidir.

 

2. Sosyal Medya Beğenilerine Bağlı Öz-Değerin Psikolojik Etkileri

Beğenilere ve takipçilere dayalı öz-değer algısı, bireyin psikolojik sağlığını birçok yönden olumsuz etkileyebilir:


Duygusal Dalgalanmalar: Paylaşılan bir gönderinin aldığı beğeni sayısı, kişinin kendini iyi ya da kötü hissetmesine doğrudan etki edebilir. Beğeni sayısı arttıkça özgüven yükselebilir, ancak azaldığında kişi kendini yetersiz hissedebilir.

Onay Bağımlılığı ve Kaygı Bozuklukları: Kendi değerini başkalarının tepkileri üzerinden belirlemek, bireyi sürekli onay arayışına yönlendirebilir. Bu durum, sosyal kaygıyı artırarak bireyin psikolojik esenliğini olumsuz etkileyebilir.

Mükemmeliyetçilik ve Depresyon: Sosyal medya kullanıcıları, en iyi hâllerini paylaşma eğilimindedir. Bu durum, bireyin kendi hayatında "yeterince iyi olmadığı" hissine kapılmasına neden olabilir ve mükemmeliyetçiliği teşvik ederek depresif duygulara yol açabilir.

 

3. Öz-Değer Algısını Sosyal Medya Dışında İnşa Etmek

Sosyal medyanın öz-değer üzerindeki etkisini en aza indirmek için bireyin kendi içsel değerini keşfetmesi ve geliştirmesi önemlidir. İşte bu süreci destekleyebilecek bazı yöntemler:

İçsel Değerleri Belirleme: Kendinize şu soruları sorabilirsiniz: “Benim için gerçekten önemli olan şeyler neler?”, “Beğeniler olmasa bile kendimi nasıl tanımlarım?”. Öz-değerinizi dışsal onaylardan bağımsız olarak belirlemeye odaklanın.

Gerçek Bağlantılar Kurma: Yüz yüze etkileşimler ve samimi ilişkiler, bireyin psikolojik sağlığı açısından çok daha değerlidir. Sosyal medya yerine gerçek hayattaki bağlantılara öncelik verin.

Dijital Detoks Yapma: Belirli aralıklarla sosyal medyadan uzaklaşarak zihinsel detoks yapmak, bireyin öz-değer algısını yeniden yapılandırmasına yardımcı olabilir.

Mindfulness ve Kendini Kabullenme: Farkındalık (mindfulness) pratiği, bireyin dışsal yargılardan bağımsız olarak kendini kabul etmesine yardımcı olabilir.

 

4. Sosyal Medyayı Daha Sağlıklı Kullanmak

Sosyal medyanın tamamen terk edilmesi şart değildir ancak onu daha bilinçli ve sağlıklı kullanmak mümkündür:

  • Sosyal medya kullanım süresini sınırlamak
  • Beğeni ve takipçi sayılarını odak noktası yapmamak
  • İçerik tüketiminde bilinçli tercihler yapmak
  • Dijital farkındalık geliştirmek

      Öz-değer, sosyal medya beğenileriyle ölçülebilecek bir kavram değildir. Sağlıklı bir öz-değer algısı, bireyin kendi içsel kaynaklarını keşfetmesi, gerçek hayattaki ilişkilerine önem vermesi ve dışsal onay mekanizmalarına bağımlı olmadan kendini kabul etmesi ile mümkündür. Sosyal medya, bireyin hayatına olumlu katkılar sunabilen bir araç olabilir; ancak psikolojik sağlığı tehdit eden bir bağımlılık hâline gelmemesi için bilinçli kullanım gereklidir. Kendi değerinizi, sosyal medyadaki görünürlüğünüz değil; içsel gücünüz, değerleriniz ve yaşamınızdaki gerçek bağlar belirlemelidir.

Baş edemediğiniz süreçlerde bir uzmandan destek almalısınız.

Başka blog yazılarımda görüşmek üzere, sağlıklı günler dilerim :)